17 Ocak 2015 Cumartesi

John Wick (2014)




Konu Özeti:

John Wick eskiden kiralık katillik yapan bir adamdır. Bir kadına aşık olur ve bu işi bırakır. Mutlu ve huzurlu bir hayatı vardır. Ancak bu mutluluğu uzun sürmez. Eşi kanserden hayatını kaybeder. John darmadağın olmuştur. Eşi kendi durumunu bildiği için önceden ona bir emanet bırakmıştır. Kendi köpeğini. Not kağıdında şu yazıyordur. "John, üzgünüm. Yanında olamadım. Hala bir şeylere ihtiyacın var. Sevecek birine. O zaman bununla başla. Çünkü araba, sayılmaz. Seni seviyorum, John. Bu hastalık günden güne kötüleşiyordu. Ve artık huzur buldum. Sen de bul. Bu güne kadarki en yakın dostun...Helen. "



John köpeğe alışır ve hayatını yoluna koymaya çalışıyordur. Bir gün benzinlikte arabası üzerine biri ile muhabbete girer. Arabanın fiyatını sorarlar ona o da satılık olmadığını söyler. Daha sonra arabadaki köpeği görür ve köpeğine hakaret eder. John'un en değer verdiği kişinin emanetine böyle bir laf edilmesi onu sinirlendirir ve karşılık verir. Sataşan adamın yanındakiler araya girer ve büyümeden konu kapanır. Ancak akşam evine aynı kişiler gizlice girer ve John'u gafil avlayıp döverler. Köpeğini de öldürürler. Arabasını da çalmışlardır. John artık sonuna kadar gidecektir. Eski günlerine dönecektir. Tek kişilik bir ordu John Wick.

Yorum:

John Wick kaç tane adam öldürdü sayamadım. Ama kafayı bozup bunu sayan olmuş :) İnternette araştırınca 76 tane adam öldürdüğünü yazmış birisi. Bakınız.

Aksiyonun hakkını vermiş yine Keanu Reeves. 47 Ronin'de uzak doğu dövüş sanatlarında bir ustayı oynuyordu bu filmde buna silahları da eklemiş. Konu basit olsa da sürükleyici bir atmosferi var. İntikam filmlerini hep sevmişimdir. Sonunu da düzgün yapmışlar.



Bitmeye yakın kendini neden bıçakladığını anlamadım. Böyle ölürse çok dandik bir son olur dedim ama son bir hamleyle kurtardılar sonunu da.

Aksiyon yönü ve güzel müzikleriyle iyi vakit geçirtecek bol katliamlı bir film John Wick. Beni etkilemez diyorsanız buyurun. Ve son olarak John Wick'i kızdırmayın. 

5 Ocak 2015 Pazartesi

"It's Okay, That's Love" (2014)



Oyuncular




İlk defa bir diziyi tamamlamadan blogda yazmaya karar verdim. İzledikçe de bu yazıyı güncelleyeceğim. En son 9. bölüme kadar izledim ve birkaç anlamlı kısımı ve diziye dair yorumumu yapacağım.

Dizi genel olarak psikoloji üzerine doktorluk yapan ancak kendileri de birer psikolojik vaka olan kişilerin üzerine. Başrol karakterleri de en derin sorunları yaşayanlar belki de. Ji Hae Soo annesinin küçüklüğünde bir başka adamla yaşadığı yasak aşk yüzünden aşktan nefret eden biri olarak büyümüştür. Bu tür şeyler ona göre değildir. Jang Jae Yul ise küçüklüğünde üvey babasından yediği dayaklara bir gün katlanamaz ve onu bıçaklar. Aslında abisi Jang Jae Beom mu kendisi mi bıçakladığı şimdilik meçhul. Jang Jae Yul çok ünlü ve zengin bir yazardır. Aynı zamanda radyo DJ'liği yapmaktadır. Saplantı türünde bir hastalığı vardır. Ama bu sadece görünen hastalığıdır. Odasını ve renkleri hep aynı düzende inşaa ettirir. Küçüklüğünde yaşadığı bazı olaylar yüzünden yatakta uyuyamaz. Sadece kendi dizayn ettiği banyosunun küvetinde yatabilmektedir. Jang Jae Yul'ün abisi haksız yere hapis yatıyordur. En azından şimdiye kadar izlediğimize göre öyle gözüküyor. Annesi küçük kardeşini daha çok sevdiği için suçu abisinin üzerine yıkarak onu kurtardığını düşünüyor. Bunun içinde doktor Jo Dong Min'den yardım alıyordur. Park Soo Gwang'da strese girdiğinde garip garip tikler oluşan bir hastadır. Ji Hae Soo, Jo Dong Min ve Park Soo Gwang aynı evde kalıyordur. Daha sonra onlara Jang Jae Yul'de katılacaktır. Aslında evin sahibi de Jang Jae Yul'dür. Genel itibariyle bütün karakterler aşk ve ilişkiler üzerine sıkıntı yaşıyor. Tek çözümlenmemiş kalan cinayeti kimin işlediği.

Dizinin sorunları çözme yöntemi çok iyi. Adeta gerçek bir psikolojik öğreti dizisi gibi. Ondan kısa bir örnek vereceğim daha sonra ama dizimizin ana karakterlerinin üzerinden gidelim önce.

Jang Jae Yul en başından beri psikolojik sorunları olsa da bize adeta bir melek gibi tanıtılıyor. Öyle ki psikoloji doktoru olan Ji Hae Soo bazı şeyleri ondan öğreniyordur. Hastalarına da bu şekilde çözümler üretiyordur. Bu en sonunda zaten önceden onun yazarlığına hayranlık duyan Ji Hae Soo için hayranlığını daha da ileri götürmesine ve aşık olmasına neden olacaktır. Zaten en başından beri de Jang Jae Yul ona aşıktır. Kovalayan taraf hep o olmuştur.

Jang Jae Yul'ün derin hastalığının şu an kimse farkında değil. Tahminime göre kendi küçüklüğünü gördüğü Han Gang Woo onun hayali karakteri. Diğer insanlara da ondan söz ediyor ama şu ana kadar onu gören olmamıştır. Çünkü hayalinde canlandırdığı biridir. Bu çocuk devamlı ona deneme yazıları getiriyordur. Jang Jae Yul'de hiçbirini beğenmiyordur ama yazmaya devam etmesini teşvik ediyordur. Devamlı üvey babasından dayak yiyen Han Gang Woo'ya destek oluyordur. Dediğim gibi kendi küçüklüğünü yeniden yaşıyor gibi bir şey.

Şimdi biraz gülme zamanı. Ji Hae Soo algıda seçicilik durumu yaşıyor alttaki videoda. Jang Jae Yul'ün ona yaptığı şeyler başkasına yaptığında aklına geliyor ve sinirleniyor :)





9. bölümden duygusal bir sahne

Tavsiye: Göz yaşlarını daha net görebilmek için yeni sekmede açın
Güzel bir şiir alıntısı. Jang Jae Yul'ün annesi ve Ji Hae Soo'nun en sevdiği satırları birbirlerine aktarması sırasında ortaya çıkıyor.

Bir çiçek sarsılmadan nerede filizlenebilir ki?

Bir aşk sarsılmadan nerede filizlenebilir ki?

Hayat da böyledir işte.

Güzel bir manzara demiştim ki onlar da aynı şeyi söyledi.


Son olarak anlamlı bir kesitle yazımı şimdilik sonlandırıyorum. İleride güncellemelerle görüşmek üzere.



Az önce finali yaptım (21.01.2015) ve tahmin ettiğim şeyler gerçekleşti. Bölümleri sıkmadan izlediğim ender dizilerden biriydi. 

Finalden bir önceki bölümde iyice duygusala bağladılar ama ben ya hadi geçin şunları diyordum o esnada. Gereksiz geldi nedense. Fazla uzatılmıştı o kısımlar sanki. Finali de Kore yapımlarında görmeye alışık olduğumuz 1 yıl bir taraf bir yere gider sonra yine gelir buluşurlar türündeydi. Bu bakımdan bir klişe içeriyor. Son dakikaya kadar heyecanı sabit tutmak için bir yöntem olarak kullanılıyor başka da bir açıklaması yok. Her şeye rağmen iyi bir diziydi. Kendi gençliğini gördüğü Kang Woo ile görüşmesi güzeldi. Ji Hae Soo önceden hastalarında Jang Jae Yul'un yöntemlerini kullanarak çözüme ulaşıyordu bu sefer kendi yöntemiyle onu iyileştirdi. Sonunda doktorluğunu gösterdi yani.

Örnek olarak bu diziye benzer başka bir dizi veremediğim için yerini diğer dizilerden ayrı tutuyorum. Şimdilik bu türdeki dizilerde bir adım önde olacak hep. Bugün başlayan Hyde Jekyll, Me dizisi de bu türde olacak. Şimdilik onu izlemeyi düşünmüyorum ama kadrosu sağlam.

Dizide dikkat çeken repliklerden biri de şuydu.

Merak ediyorum da... ne zamana dek böyle mutlu olacağız?

Ayrılırsak neden ayrılırız acaba?

Ailelerin karşı çıkması?

devamı da şu şekilde :)




Başta Davichi'nin dizi için seslendirdiği parça olmak üzere güzel şarkılar da vardı. Son olarak onu paylaşıp bu dizi de emeği geçen herkese ve çevirmenlerimize bir teşekkür ile yazımı sonlandırıyorum. Görüşmek üzere.

Newer Posts Older Posts