21 Aralık 2014 Pazar

The Hobbit: The Battle of the Five Armies (2014)

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı
Hobbit: Gittim Gördüm ve Döndüm




Filmi izlemeden okuyacak olanlar biraz fikir edinmesi için fragmanları izlerse daha iyi olur. İki tane birden verip konuya giriyorum. 


Dikkat bu yazı ağır spoiler içerir.



Yüzüklerin efendisi serisinin başlangıcının anlatıldığı üçlemenin son filmini de birkaç saat önce izledim ve bir efsaneyi daha böylelikle uğurladık. Altı filmi de sinemada izleyerek hakkını verdik herhalde. Serinin bu son filminde bir önceki filmde Ejderha Smaug'u kızdırıp ininden çıkaran cüceler savunmasız Göl Kasabası halkının yakılıp yıkılmasına sebep olur. Ejderha'yı o meşhur tek ok atışıyla indiren Bard'ın atışını da bu filmde gördük. Yüzüklerin efendisi serisinde geçiyordu ama görmemiştik. Film adından da anlaşılacağı üzere bir savaş üzerine. Diğer filmlere göre daha çok hatta. Diğerlerinde daha görkemli sahneler vardı belki ama bu kadar uzun savaş sahneleri ile dolu bir film yoktu. Her şey dağın içindeki hazinenin paylaşılamaması yüzünden. Dağın içine girdiği için bu hastalığa yakalanan ilk kişi Bilbo oldu. Daha sonra Thorin. Bu hastalığa yakalanmak için yalnızca dağın içine girmek gerekmiyormuş demek ki. Dışarıda dökülen onca kan ne içindi? Tabii ki bu hazine için. Yani koskoca yüzüklerin efendisi serisinin kökeni buymuş. Mal mülk sevdası. Konuya bu kadar sığ yaklaşmak gerekirse böyle anlatılır sanırım. Tabii hazineden daha değerli olansa güç yüzüğü serinin asıl mücadelesi buydu. Herkesin isteyebileceği şeyler bunlar mal, mülk ve güç. Diğer taraftan bizlere güzel vakit geçirten yıllarını bu filmlere vermiş en başta Gandalf'ı canlandıran Ian McKellen'a saygılarımı sunuyorum. Onu da özleyeceğiz. Filmde dikkat çeken 3 tane replik vardı. Diğer ikisini şimdi hatırlayamadım ama hatırlarsam yazarım. Hatırladığım tek şu var.

Tauriel: - Aşk neden bu kadar acıtıyor?
Thranduil: - Gerçekti de ondan.



Bunu güzel söyledi de önceden de bu gerçek bir sevgi değil diyen de kendisiydi. Lakin sonlara doğru değişti aklı başına geldi. Filmde tek aklını kaybeden o değildi tabii ki.



Görsel olarak en çok hoşuma giden kısımsa Thranduil'in geyiğinin boynuzuyla düşmanlarının arasına dalıp kaldırması ve hepsinin kafasını kılıcıyla tek hamlede uçurması oldu. Görülmeye değer bir sahneydi. 

Diğer bir güzel sahne Azog ile Thorin'in donmuş şelalede kapışmasında kırılan buza saplanan gülleyi kaldıramaması daha sonra Thorin'in yerinden çıkartıp onun kucağına atması ve buzun o tarafa doğru gömülmesi Azog'un suya gömülmesiydi.

Bir başka güzel sahnede Cücelerin kuzenlerinden birinin kafasını kullanarak düşmanla dövüşmesiydi. Gelene gidene kafa atıp yere indiriyordu. O kadar ki kafalarında miğfer olanlar bile tek kafada yere iniyordu.

Yüzüğün en başından beri Bilbo'da olduğunu bilen Gandalf sonlar da Bilbo'nun yalanını yutmadı ve uyarmayı da ihmal etmedi.

- Dünya çok büyük ve sen bunun için çok küçüksün Bilbo.

Filmin bir diğer adı da Hobbit: Gittim Gördüm ve Döndüm. Sonlarında Bilbo'nun kitaba aldığı Yüzüklerin Efendisi serisinin bir haritasını görüyoruz.

Harita buydu ama The Lonely Mountain yerine yanlış görmediysem My Lucky Mountain yazıyordu.

Galadriel ile Gandalf arasında bir aşk mı var ben mi yanlış anladım bilmiyorum ama bu filmde bunu daha net hissettim.


Bahsettiğim sahne burası. Buradaki gölgelerle dövüş sahnesi de güzeldi. Filmde tek güzel olmayan her zamanki gibi Ork'lardı :) 




Karakter posterleri ile yazımı sonlandırıyorum. Emeği geçen herkese teşekkürler.


Bilbo
Galadriel

 





Thranduil
Bard
Tauriel
Tho
Gandalf

2 yorum:

kalemvekahve dedi ki...

Savaşın başlangıç sahnesi çok estetikti. Elfler savaşırken bile asil :P
Dain için ben de aynı şeyi düşündüm valla ne kafa var adamda. Demirle çalışa çalışa demire dönmüş adamlar. Alfrid'e de bol bol güldüm hele son halini görünce salon da koptu.
Film bitince biraz buruk da hissettim ben. Bütün macera bitti mi yani şimdi :(

4dakika33saniye dedi ki...

ben pek sevemedim. orta dünyayı son kez -umuyorum ki yenisi gelene kadar son kez- görmek güzeldi ama aksiyon aksiyon karnıma kramplar girdi yumruklarımı sıktım dişlerimi gıcırdattım ayak parmaklarımı içeri kıvırdım höh yani arkadaş film boyunca sadece birbirini kesen yaratıklar görüyoruz. gittim gördüm yendim durumundan başka bir şey yok. ha ama epik miydi? çoğ epikti.... NET. bir daha izler miyim? extended versiyonu dört gözle bekliyorum

Yorum Gönder

Newer Posts Older Posts