12 Eylül 2012 Çarşamba

"The Painter of the Wind" (2008)


Öncelikle başroldeki Moon Geun Yoong'u hiç sevemediğimi belirteyim. Fındık kurdu gibi bir şey. Ufacık tefecik. Diğer başrol oyuncusu Shin Ying Park'a da pek içim ısınmaz. En son Sign dizisinde izlemiştim. Orada iyi bir oyunculuk çıkartmıştı. Bu dizinin konusuna gelince;

Shin Yin-bok'un babası çok ünlü bir ressamdır. O küçükken bir suikaste kurban gidecektir. Babası ona zarar gelmemesi için bir dolaba kitlemiştir ve onu bulamamışlardır. Daha sonra başka bir adam onu bulacaktır ve evlatlık edinecektir. Yıllar sonra kendi oğluyla birlikte ressam okuluna gidecektir. Kral sanata düşkün birisidir. Bu yüzden kendi portresini çizecek iyi bir ressam arıyordur. Bunun için bir yarışma düzenler. Bu yarışmaya katılmak ve öğrenciler eğitim vermek için sürgündeki Kim Hong-do tekrar saraya döner. Kim Hong-do'nun sürgün edilmesinin sebebi çok yakın arkadaşının vatan haini ilan edilip suikaste kurban gitmesidir. Tahmin edebileceğiniz gibi suikaste kurban giden kişi Shin Yin-bok'un babasıdır. Kral'a yakın olup önemli mevkilerde yer almak isteyen bakanlar ve diğer ressamların tuzağına düşürülmüştür. Bu yüzden şimdiki kralın babası da suikaste kurban gitmiştir. Kral aynı zamanda bu olayı da ortaya çıkarmak için planlar yapıyordur.


Shin Yin-bok ve Kim Hong-do

Shin Yin-bok çok yetenekli bir gençtir. Erkeklerin eğitim gördüğü ressam okulunda erkek kılığında dolaşıyordur. Babası onun tanınmaması için her yolu deniyordur. Kendi ailesinden iyi bir ressam çıkması ve itibarlarının yükselmesini düşünüyordur. Shin Yin-bok ve okul arkadaşları bir gün ders için çevrede bir geziye çıkarlar. Gördüklerini resmedeceklerdir. Yin-bok erotik resimler çizmeye başlar. Üstelik çizdiği kişi ana kraliçedir. Uygunsuz bir vaziyette çizdiğini düşünüyorlardır. Resimi kimin çizdiğini bilmiyorlardır. Bu yüzden bir soruşturma başlatılır. Kim Hong-do resimi kimin çizdiğini anlar ama suçu üstüne alınır. Çocuğun yeteneğinden etkilenmiştir. Uzun süre bu çocuğun kendi arkadaşının kızı olduğunu anlamayacaktır. Bu olayın arkasında aynı zamanda kendini de ilgilendiren şeyler vardır. Sevdiği kadını da bu yüzden kaybetmiştir çünkü.

Shin Yin-bok, Ginseng evinde gördüğü Gayageum çalan kıza aşık olur. (Gayageum Kore'nin geleneksel yaylı çalgılarındandır.) Gayageum çalan Jeong Hyang'da ondan etkilenmiştir. Ancak onu erkek zannediyordur. Aralarında adını koyamadıkları masum bir aşk başlayacaktır.

Daha önce şu yazımda bahsettiğim olay bu dizide gerçekleşiyor. Kızı yaşındakine aşık olan bir adam. Bunu normal bir şeymiş gibi gösteren dizi bu işte.

Açıkcası müzikleri ve Moon Chae-won olmasa çekilecek bir dizi değil.

Zaten yazımın geri kalanında genellikle onun resimlerini paylaşacağım. Müzik ve resim sanatının iç içe harmanlandığı bir dizi The Painter of the Wind.



Fragman



Oyuncular






 Shin Yin-bok'un üvey babası
Her dizinin demirbaşı aynı zamanda :)



 Jeong Hyang / Gayageum çalan kız (Moon Chae-won)















1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Kızı yaşındakine aşık olan bir adam. Bunu normal bir şeymiş gibi gösteren dizi bu işte."

bu yoruma biraz güldüm açıkcası. gerçekten böyle olmuş olsaydı dizi gözümde çok masum kalacaktı.ama adam bir kıza aşık olmuyor erkeğe aşık oluyor.gisaeng kız da sonradan cinsiyetini öğrenmesine rağmen sevgisinden vazgeçmiyor.ressamın gerçek cinsiyeti önemli değil benim takıldığım erkek olmasına rağmen büyük ressamın aşık olması.aynı şekilde sungkyunkwan scandala da bu yüzden uyuz olmuştum.eşcinselliik sempatizanı olmasaydı benim için çok özel olurdu bu dizi.ostlarını hala dinlerim ama..

Yorum Gönder

Newer Posts Older Posts