2 Ağustos 2012 Perşembe

Poongsan (2011)

Phungsan Dog




Geçimini Kuzey ile Güney Kore sınırını gizlice geçerek kaçakçılık yaparak sağlayan Pungsan, bazen bir değerli eşya bazen aileleri dağılmış kişilerin haberleşmesini sağlar. Kimi zamansa insan kaçakçılığı yaparak hayatını büyük bir tehlikeye atar. Kim Ki Duk filmlerinde gördüğümüz konuşmama vukusu bu kez Pungsan'a vurmuş. Film boyunca hiç konuşmuyor. Dilsiz olduğu için. Ondan yine bir gün insan kaçakçılığı yapması istenir. Üstelik Güney Kore istihbaratından. Ellerinde tuttukları Kuzey Koreli nükleer bilimcinin sırlarını paylaşması için baskı yapıyorlardır. Adam istedikleri bilgileri vereceğini ancak Kuzey Kore'den istediği kızı getirmeleri şartıyla. Bu teklifini kabul ederler ve Pungsan'a kızı getirmesi için görev verirler.





Zorlu bir yolculuktan sonra kızı güneye getirir. Yolculuk boyunca bir çok tehlike atlatmışlardır. Nedeni ise kızın durmadan konuşmasıdır. Aptalca tavırları yüzünden bir çok defa ölümle burun buruna gelmişlerdir. Adamda tuhaf biridir. Dilsizsin tamam da el işaretiyle de uyaramıyor musun? Neyse :) Aslında ikisi de bu yolculukta birbirlerinden etkilenmişlerdir. Bunu bir türlü dile getiremezler. Bak dil dedim yine :) Adam zaten dilsiz getiremez şimdi. Kızı istihbarat birimine teslim eder ancak parasını vermek yerine onu tutuklamayı tercih ederler. Bir yolunu bulup onu arabada kelepçeleyen adamdan kurtulur ve kızın götürüldüğü yere gider. Özel şoförlerini etkisiz hale getirip onları araçlarıyla kaçırır. Parasını istediği için bunu yapıyordur. Ancak kızın metres olarak kullanıldığını öğrenecektir. İlk başta buna karışmak istemese de daha sonra kendini olayların içinde bulacaktır.


Kritik bir önemde olan bu adama getirdiği kız yüzünden başı hem kuzey hemde güney tarafıyla belaya girecektir. Adama baskı yapmak için kuzey tarafı kızı kaçıracaktır. Pungsan'da onu kurtarmak isterken esir düşecek ve işkence görecektir.



Kızı kurtarabilmesinin tek yolunun kuzey koreli adamı öldürmekten geçtiği söylenir ve süre verilir.

Dikkat buradan sonrası filmin sonu ile ilgili ip uçları vereceği için Spoiler uyarısını yapayım. Filmi izleyecek olanlar buradan sonrasını okumasınlar.



Görevi yerine getirir ancak ona verilen söz tutulmaz ve kız kuzey koreli vahşilerce öldürülür. Pungsan'ın intikamı çok büyük olacaktır. Güney ve kuzeyin tüm adamlarını tek tek avlayacak ve karanlık bir odaya kapatacaktır. Orada birbirlerini yemelerini sağlayacaktır. Adeta testere filmindeki gibi bir ortam yapacaktır. Hayatta kalmak için onlara bir şans olarak çeşitli silahlar ve bombalar atacaktır içeri. Kim karşı taraf üzerinde bunu kullanabilirse hayatta kalacağını zannederek birbirlerini öldürmeye başlayacaklardır.

Spoiler bitti.

Filmin en sonuyla ilgili kısımları da söylemeyeyim en iyisi. Kim Ki Duk üstadın yönettiği film güzeldi yine. Verilen mesajlarda gayet iyiydi. Özellikle ailelerin haberleşmesini sağladığı sahneler.

1 yorum:

Mery dedi ki...

Öncelikle selam demeliyim sanırım.
Filmi bende izledim, daha yeni bitti. Açıkcası baştan sona bir bütün olarak beğendim filmi. Oyuncular ve oyunculukları, mekanları, akışı, hissiyatı tam oturmuş, hiç-bişi abes durmamıştı. Sanırım Kim Ki-Duk'un filmlerinin özelliği de bu, ne kadar abes bişi yaparsa yapsın abes gelmiyor bana. Bilmiyorum izledin mi Bi-Mongda da vardı bu durum. Başka bir filmde başka biri yapsa, kaşlarımı çatar saçmala derim ama Ki-Duk yapınca aynı tepkiyi vermiyorum. Başrol erkek oyuncu filmin ilk saniyesinden itibaren kendine bağlıyor, gözleri üzerine çekiyor. İşkence sahnelerini sevmedim, Ki-Duk kanlı sahneleri sevse de ben hoşlanmıyorum. Genelde kandan korkmam filmlerde, misal testere yara son durak ta etkilenmem izlerken ama Ki-Duk yapımlarında kandan etkileniyorum, B-Mong da bağırmıştım hatta. İti ite kırdırdı sonunda, kendi sonuda tam olması gerektiği gibi delice ve kalıba sığmazdı. Sanırım Ki-Duk ta en sevmediğim şey teşhircilik merakı. Breath ve Bi-Mong da o kadar gereksiz cinsellik vardı ki, izlemedim, ileri sardım. Aşırıya kaçmayı seviyor gerçekten, ama bunun dışında onu taşlayacağım bişi yok. Ki-Duk her insanın farklı yorumlayacağı filmler yapıyor. Bin Jip ve Sonbahar-Yaz-İlkbahar-Kışda da aynı döngüdeydi. Her biri farklı yerden farklı bakış açılarıyla farklı insanlara hitap ediyor. Sanatsal film olarakta ele alınabilirler. Ki-Duk u herkese tavsiye ederim ama şu lanet cinsel içerikli sahneler olmasa, yada benim gibi ileri sarsınlar filmi. Çok çene çaldım. Uyarmana rağmen fazla spoil vermemişsin, hatta hiç :D Neyse, ellerine sağlık.

Yorum Gönder

Newer Posts Older Posts