29 Mayıs 2011 Pazar

Hello Stranger (2010)





Tayland'da hayatını sürdüren, Güney Kore dizileri izleyerek onlara özenen bir genç kız ve sevgilisinden ayrılan ve son çare olarak Güney Kore'de onu bulacağını ümit eden bir genç adamın hikayesidir bu. İnternet vasıtasıyla tanıştığı Güney Koreli arkadaşının düğününe katılmak isteyen genç kadın bir gün kaldığı pansiyonun önünde içmiş ve sızmış şekilde yatan birini görür. İlk önce o şekilde bırakır ama sonra yüreği el vermez ve içeri alır. Genç adam bir süre sonra uyanır ve tur otobüsünü kaçırdığını söyler. Oraya öyle hazırlıksız gelmiştir ki soğuk bir havada üzerinde bir tişörtle kalakalmıştır. Tur otobüsünde bulduğu bornoz ve battaniyelerle soğuktan korunmaya çalışıyordur. Kıza gideceği yeri bilmediğini ve tarif etmesini ister. Tarifi kafasında tutamayan genç adam kızdan onu oraya götürmesini ister. Oraya gittiklerinde otobüsün şehir dışı gezisinde olduğu ve ancak iki gün sonra dönebileceği bilgisi verilir. Otobüsü kaçıran genç adam çok fazla yabancı dil bilmediği için kızın yanına sığınmak ister. Kız buna karşı çıksa da genç adam onun peşine takılır ve onu zorda olsa ikna eder.

Dikkat yazının tamamı spoiler içerir!


Kızın peşinde bir süre şebeklik yapan genç adam sonunda aralarının biraz yumuşamasını sağlar. Kız Güney Kore dizilerini izlediğini söyler ve sevdiği dizinin çekildiği mekanlarını ziyaret ettiği sırada genç adam onunla dalga geçer. Ne anlıyorsun şu romantik dramalardan gibisinden şeyler söyler.



Bu arada kız yurt dışına sevgilisinden izinsiz çıkmıştır. Telefonda onun aramalarına kaçamak cevaplar vererek durumu kurtarmaya çalışıyordur. Akşam üstü bir lokantada birlikte yemek yerken iddiaya girerler. Kız adama canlı ahtapotu yiyemeyeceğini, adamsa kızın soju şişesinin bir tanesini tek dikişte içemeyeceğini iddia ediyordur. İkisi de iddia'da başarılı olur ama kız içkiyi fazla kaçırıp abartmıştır. Ertesi gün otel odasında uyandığında sevgilisi arar ve onun yalanını anlar. Yalan söylediği için ona kızar. Telefonda kavga edip ayrılırlar. Üstünden yük kalkmış gibi hisseden genç kız kafasını dağıtmak için adını bile sormadığı bu genç adamla eğlenir. Tur otobüsüne gitme zamanı gelmiştir ve genç adam otobüse biner. Daha sonra otobüsü durdurtup koşarak geri döner. Yine birlikte takılırlar. Bu sefer birbirlerine daha çok açılırlar. Geçmiş sevgililerini, başından geçen komik olayları anlatırlar. Ama hala birbirlerine isimlerini söylememişlerdir. Kız bunun bir sır olarak kalmasını ister. Bunun çok da önemli olmadığını söyler. Tabi ben böyle hızlı hızlı anlatıyorum ama çok komik enstantanelerde var. Onları filmde siz izleyip görmelisiniz. Korelilerin dil bilmedikleri için düştüğü durumlar gülmekten kırıp geçiriyor. 

Birbirlerine sırlarını açtıkça genç adam sevgilisinden ayrıldığını ve nedenlerini anlatır. Sekiz yıldır çıktığı kız arkadaşının evlenmek istediğini onun ise buna henüz hazır olmadığını söylediği için ayrılık kararı aldıklarını, aslında Kore seyahatini birlikte geçirmek için önceden planladıklarını söyler. Son umut olarak buraya geldiğini ve onun da burada olmasını beklediğini de son olarak anlatır. Kız Tayland'da bir radyo yayınını devamlı takip ettiğini ve bu gibi durumları çözmekte bir numara olan bir DJ'i tanıdığını söyler. Bizdeki tabiriyle Güzin abla olarak çevirilmiş. Kız ona Güzin abla kılığında aynı odada telefonda konuşur gibi taklit yaparak sevgilisini aramasını söyler. Adam arar ama telefon kapanır. Bu sefer sabah ona bir kartpostal atmasını söyler. Ertesi gün öylede yaparlar. Daha sonra kızın arkadaşının düğünü için hediye seçtikleri sırada yoldan geçen iki tane kadın genç adama sevgilisinin evlendiğini söyler. Kız onların kim olduğunu sorar. O da bir tanıdığı olduğunu söyler. Genç adamın morali sıfırdır. Düğüne giderler ama içkiyi fazla kaçırdığı için taşkınlık çıkarır. Daha sonra birlikte kumar oynarlar ve hep kaybederler. Şans bir türlü yanlarında değildir. Tam çıkacakları sırada kız yeşili tutturur ve büyük bir ödül kazanır. Para içinde yüzen ikili bir süre bu şekilde eğlenecektir. Bu kadar eğlenceden sonra öpücükte gelir tabii ki :)


Fakat bir süre sonra bunun aşk mı yoksa geçici bir heves mi olduğunu sorgulamaya başlarlar. Ayrılır gibi olurlar ama yine birbirlerine dönerler. Tam mutlu bir şekilde Tayland'a dönecekleri sırada otelin önünde bir resim çektirelim mi der kız. Adam da tamam der ve kız yoldan geçen bir bayandan resimlerini çekmesini rica eder.

Fakat bu kız genç adamın evlendiğini sandığı kız arkadaşıdır. Gönderdiği kartpostalın adresi bu otel olduğu için oraya gelmiştir.

Eski sevgili yanındakinin kim olduğunu sorar genç adam ise arkadaşı olduğunu söyler. Kız hemen onun kartpostal gönderdikleri kız olduğunu anlar ve oradan ayrılır. Yanlarındayken belli etmez ama taksiye bindiğinde içine akıttığı göz yaşlarını tutamaz hüngür hüngür ağlar. Uçağın kalkış vakti gelmiştir ve üçlü aynı uçaktadır. Adam her ne kadar özür dileyip tekrar görüşebilmelerini istese de kız kabul etmez. Tayland'a döndüklerinde genç adam ve eski sevgilisi araca binmek için hazırlık yapar. Adam cebinde anahtarı ararken birden poker taşını yere düşürür. Koredeyken tanıştığı kızın şans getirmesi için ona verdiği poker taşıydı bu. Adam bir anda göz yaşlarına boğulur ve yere kapanır.

Aradan bir yıl geçer ve genç adam ile kız aynı tiyatro salonunda birbirlerinin orada olduğunu bilmeden oyunu izlerler. Bu oyundaki bazı hareketler daha önce Kore'de tanıştığı kızın anlattığı hikaye ile uyuşuyordur. O anda onu hatırlar ve derinlere dalar, maziyi hatırlar. Tiyatrodan yine birbirini görmeden çıkan ikili kendi yollarına gider. Genç kız kız arkadaşıyla yolda gidiyordur. Radyoda Güzin abla diye tabir edilen DJ yayın yapmaktadır. Genç kız bu yayını kaçırmadığı için hemen açar. Bundan sonrasını kendi ağızlarından yazayım.

Genç kız: GK
Meow: GK'nin arkadaşı
Genç adam: GA
DJ: Güzin abla :P

GK: Meow, bugün günlerden ne?

Meow: Cuma, neden ki?

DJ: "Cuma Kulübü" dinleyicileri
bugün ne hakkında konuşmak istersiniz?

Meow: Bu programın sıkı takipçisisin ha?

GK: Evet.

DJ: Merhaba? Orada mısınız?
Alo?

GA: Ben...
Sizi birisi tavsiye etmişti... 
Aşk sorunlarım hakkında size danışabilirmişim.
Gönül abla sana yardımcı olacaktır demişti.

DJ: O kadar da harika değilim,
sizi bir dinleyelim, sonra neler yapabileceğimize bakarız.

GA: O zaman ona çok saçma bir şey olduğunu söylemiştim.
Bir DJ ne kadar yardımcı olabilirdi ki?

Meow: Bu adam gerçekten şapşal!
Peki, o zaman neden aradı ki?

DJ: O halde bizi neden aradınız Bay Wang Cai?

Meow: Sesi gerçekten zengin bir adammış gibi geliyor.
Nasıl olur bu?
Neden durdun?

GA: Neden aradığımı ben de bilmiyorum.
Yardımcı olamayabilirsiniz.

DJ: Eğer isterseniz size yardımcı olmaları için
dinleyicilerimize başvurabiliriz?

GA: Bekleyin, bekleyin. Önce beni dinleyin.
Geçen sene Güney Kore'ye seyahate gittim. Orada bir kızla tanıştım.
Sadece birkaç gün birlikte gezdik. İsmini bilmiyorum.
Ama sanırım... Ona âşık oldum.

DJ: Aynı romantik filmlerdeki gibi.
Sadece birkaç gün birlikte olabildik...

GA: ...ve bana, ...geçici bir şey yaşadığımızı söyledi.

DJ: Peki, Bay Wang Cai siz ne düşünüyorsunuz?

GA: Bilmiyorum.
Geçici bir şey olsaydı çoktan geçmesi gerekirdi.
Üzerinden bir yıl geçti.
Peki neden hala onu özlüyorum? 
Her gün onu görmek istiyorum.
Delirmek üzereyim.

DJ: Neden onu bulmuyorsunuz
Bay Wang Cai, böylece ona söylersiniz?

GA: Çok zor.
Hakkında bilmediğim şeyler var.
Bildiğim tek şey bir filmde yardımcı oyuncu olduğu. 
Tayland'da binlerce film var.
Sizce onu bulabilir miyim?
Bana tam olarak, ...böyle bir şeyin sadece, ...aşk filmlerinde olabileceğini söylemişti.
Ne söyleyebilirsiniz?

DJ: Peki Bay Wang Cai, bu sizin gerçek isminiz mi? 
Gönül Abla size yardımcı olacak.

GA: Öyle mi? 
Benim adım...

Film burada sona eriyor ardından gelen şarkı sözleri de anlamını tamamlıyor. Güzel bir film çıkmış ortaya. Kızın mimikleri ve suratı bana Kim Ah-joong'u anımsattı biraz. İsimlerini bilmeseler bile bazen insanlar birbirine aşık olabilir mesajını güzel ifade etmiş bu film. Sonuna kadar isimlerini bilmememizde ayrı bir hava ve gizem katmış. Buraya kadar okuduysanız filmi pek izlemenize gerek kalmamıştır :P İzlemeyenler için tavsiye edilebilir bir romantik dramdır.

19 Mayıs 2011 Perşembe

Take Off (2009)

Gukga daepyo
국가대표
Uç Uçabildiğince



1996'da küçük bir Kore kasabası Kış Olimpiyatlarının ev sahipliğine soyunarak büyük çaplı bir hazırlığa girişir. Tam hazırlıkların ortasında, yerel komite yarışlara katılabilecek yeterlilikte atletleri olmadığına dair bir haber alır ve müsabakalarda kendilerini temsil edecek bir kayakla atlama takımı kurmaya karar verirler. Kore'ye annesini aramaya gelmiş eski bir alp disiplini atlet olan Bob evlat edinilir ve diğer dört tecrübesiz atletle birlikte Kore'nin ilk kayakla atlama takımı oluşturulur. Kendilerini adadıkları bu mücadeleden artık geri dönüş yoktur.

Her birinin kendine ait bir hayat hikayesi olan 5 kayakçının zor şartlar altındaki mücadelesi ve her kore filminin kaçınılmazı olan dram yine karşımızda. Farklı duygular vermeyi başarmış bir film yinede. Dramın yanında komedi ve adrenalin yüklü bir film. Sıkılmadan izlenebilecek türde. İzleyecek olanlar için genel olarak dram olduğunu söyleyeyim.

A Barefoot Dream (2010)

Maenbalui Kkgeum
Yalınayak bir rüya



Güney Koreli eski bir profesyonel futbol oyuncusu olan Kim Won-kang günün birinde işleri bozulunca ülke dışına çıkar. Gittiği ülke Doğu Timor'dur. Uzun yıllar Portekiz sömürgesi olan ülke tam bağımsızlığını kazandığı sıralarda bu sefer Endonezya tarafından işgal edilir. Daha sonra Birleşmiş Milletlerin baskısıyla Endonezya Doğu Timor'dan çekilir. Bugün hala Birleşmiş Milletler askerleri ülkede barış gücü olarak görev almaktadır. Bunların içinde Türkiye den giden birliklerimizde var. Yazının sonunda bununla ilgili bir video'da paylaşacağım.

Kim Won-kang Kore büyükelçiliğinden Park in-gi ile ülkede ne tür bir iş yapacağını planlıyordur. Bir gün araçla giderken toprak sahada yalın ayak çocukların top oynadığını görür. O zaman kararını verir ve Doğu Timor'da ki ilk spor ürünleri satan dükkanı açar. İlk başlarda çocuklara günlük 1 dolara iki ayda kramponları alabileceklerini söyler. Fakat zaman geçtikçe buna bile güçlerinin yetmediğini anlayacaktır. Yaşları 10-11 civarı olan çocukların en büyük tutkusu futboldur. Büyüdüklerinde birer profesyonel oyuncu olmanın hayallerini kuruyorlardır. Ülke içindeki iç çatışmalar halen devam etmektedir. Bu nedenle bazı çocukların aileleri birbirleriyle devamlı bir çatışma halindedir.

Kim Won-kang sayesinde çocuklar hem ülkelerinin ilk profesyonel takımı olacaklardır hemde aralarındaki düşmanlıkları giderip ailelerininde barışmasını sağlayacaklardır. Bu sayede tüm ülke bir birlik olup aradaki düşmanlıkları yok edecektir.

Dram yönü olan gerçek hayattan alıntı bir filmdir. Doğu Timor'un Hiddink'i olarak adlandırılan Kim Sin-hwan'ın başından geçenler bu filme yansıtılmıştır.

Son olarak yazımın başında da bahsettiğim gibi Doğu Timor'da görev yapan Türk polisimizin videosu

17 Mayıs 2011 Salı

Hello Ghost (2010)

Hellowoo Goseuteu





Uzun bir aradan sonra herkese merhaba öncelikle. 1 aylık bir ayrılıktan sonra eve döndüğümde geride kaldığım dizileri tamamlamaya çalıştım. Bu sürede 49 Days ve Midas'ı izledim. Midas'ın 6.bölümünü hızlı hızlı geçtim. Farkettim ki dizi sıkıcı bir yöne doğru gidiyor. Devamını henüz izlemedim. 49 Days'in yeni bölümlerini ise merakla bekliyorum. Neyse gelelim bugün kü izlediğim filmi yazmaya.


Tae-hyun Cha'yı hepiniz tanırsınız. Ben ilk olarak My Sassy Girl'de izlemiştim. Sonrasında izlediğim bütün filmlerini beğendim. Filme indirdiğimde şöyle kısaca atlaya atlaya bakıp sıkıcı bir film galiba diyerek kapatmıştım. Bugün izlemeye karar verdim. Güzel bir kurgu olmuş. Komedi ağırlıklı bir film beklerken yine bir çok duyguyu yaşatmayı başaran bir film olmuş.

Psikolojik sorunları olan Sang Man ismindeki bir genç dünyada tek başına hayatda kalmaya çalışan, yetiştirme yurdunda büyümüş bir yetimdir. Artık yaşamdan bir ümidi kalmadığı için devamlı intihar teşebbüsünde bulunuyordur. Bu süreçde kafayı üşüttüğünü de fark etmektedir. Çünkü etrafında tanımadığı dört tane hayalet onun peşini bırakmıyorlardır. Onun bedenini kullanarak yapmak istemediği şeyleri yaptırıyorlardır. Fakat o hayaletler daha çok aklını kaçırması gerekirken onun hayatını düzene sokacaklardır. Hangi tür bir hayalet bunu yapar ki?

Newer Posts Older Posts